Motivasyon
Doğum Sonrası İlk Kez İşe Gidecek Olan Anneye Mektup

Sevgili, doğumdan sonra ilk kez işe gitmek zorunda olan anne;
Nasılsın cancağızım? Çok mu gergin, stresli, tedirgin, kaygılı, mutsuz, ağlamak üzere, yeni ağlamış, içi daralmış… hissediyorsun kendini? Doğru kelimeyi sen seç…

Biliyor musun, biz çalışan annelerin hepsi senin geçtiğin yollardan geçtik. Canımız çocuklarımızla olmak, sarılıp yatmak, oynamak, gülmek istediği halde kalkıp işe gittik senin gibi. Ofiste aklımıza geldiklerinde burnumuzun direği sızladı. Ama alıştık:) alışır gibi yaptık. Mecburduk. Ve kendimizi hala şunlarla teselli ediyoruz.
Bu bir tercih değil, zorunluluk çoğumuz için. Keyfimizden bırakıp gitmiyoruz çocuklarımızı.
Çalışmalıyız çünkü çocuklarımızın iyi bir hayat sürmeleri için, çalışmamız gerekiyor.
Çalışmalıyız çünkü senelerce okuduk ve ailelerimiz bizim okumamız, kendi ayaklarımızın üstünde durmamız, vatana millete hayırlı olmamız için kendilerini parçaladılar.
Çalışmalıyız çünkü genciz, enerjimizin en verimli yıllarındayız, doğru kanalize etmeliyiz.
Çalışmalıyız çünkü hayatımızı çocuklara adayıp, işten, sosyal hayattan, yeteneklerimizden, yapabildiklerimizden elimizi eteğimizi çekersek, onlar okula başladıktan sonra ortada kalacağız.
Çalışıyoruz diye çocuklarımızla vakit geçirmiyor değiliz. Çok özlüyoruz ve eve geldiğimizde birlikte gerçekten nitelikli zaman geçirebiliyoruz.
Sana gelip “ay nasıl bırakıyorsun, ben çocuğumdan asla ayrılamam, ben hayatta çalışmam, çok özlerim, çok yazık yaaa, uzmanlar da üç yıl çocuğunuzdan ayrılmayın diyor, cık cık cık” diye fikir beyan eden insanlar olacaktır. Takılma. Her insan kendi şartlarına göre yaşar, herkesin bütçesi, hedefleri, geliri gideri, hayalleri, yaşam tarzı birbirinden farklı.
Keşke hepimizin evden yapabileceği bir işi olsa, keşke hepimiz çok zengin olsak, çocuklarımızı işe götürebilsek, toplantılara çocukla gittiğimizde kimse şaşırmasa falan… Ama hayal… Hayaller gerçek olana kadar, işe gidiyoruz. Marş marş 🙂
Sevgiler;
Tüm gün arada çocukların fotoğrafına bakıp bakıp gülümseyerek çalışmaya devam edecek olan bir dost 🙂
Oyuncu Anne

Motivasyon
Eric Thomas’ın Denemekten Yorulanlara Aradığı İlhamı Verecek Konuşması

Hayat her zaman istediklerimizi sunma konusunda bonkör değil. Bazı anlar bizi tahmin ettiğimizden çok daha fazla yorabiliyor. O anlarda bazen bir motivasyona ihtiyacımız olabiliyor. Eric Thomas’ın bu konuşması da tam o aradığımız türden, ilham verici bir konuşma.

Motivasyon
Olumlu Düşünmenin Başarı Üzerindeki Etkisi

Olumlu düşünün olumlu düşünün diye hemen hemen her yerde karşılaşıyorsunuz. Sanki Pollyannacılık oynuyormuş gibi hissettiren yazılar oluyor genelde. Peki ya gerçekten olumlu düşünmenin başarıya etkileri var mı? Bu konuda Şimşek Ramazan’ın yazdığı ve bizlere kılavuz olabilecek bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedik.
“Düşüncelerinizin kalitesi yaşam kalitenizi etkiler.”
Olumlu düşünce, olumlu duygu ve davranışı hazırlar. Sürekli ifade edilen olumlu düşünme beyin nöronlarına daha fazla engram/iz bırakır ki bu da sizin olumlu davranışlar geliştirmenize zemin hazırlar. Sürekli ders çalışmaktan şikayet eden bir kişinin bedeni de ders çalışma davranışını(masaya oturma, araç-gereçleri hazırlama vs.) sıkıcı bulacak ve reddedecektir. Sürekli Matematik konularını anlamanın zor olduğunu düşünen, daha doğrusu beyne sürekli “zor” mesajı gönderen bir öğrencinin anlaması gerçekten zorlaşacaktır. “Sorun nerede?” diye bakarsanız beyin sorunlarla ilgili bilgiler üretir ama “Nasıl çözerim?” diye bakarsanız beyin çözüm önerileri üretmeye başlayacaktır.
Olumlu düşünce bilinçaltı dünyasını olumlu yöne kanalize eder. Bilinçaltı dünyamız doğru-yanlış ya da gerçek-gerçekdışı gibi değer yargılarında bulunmaksızın sadece bilgileri depolar ve bu bilgiler, daha sonraki aşamada davranışın oluşumu için kullanılır. Bu yüzden bilinçaltına depolanan bilgilerin niteliği davranışımızı etkiler.
Yaşamın akışı içinde çevremizde birtakım olumsuzluklar olabilir. Önemli olan kendimizi olumlu bir düşünce kalıbına yerleştirmektir. Eğer davranışlarımızı olumlu şekilde etkilemek istiyorsak, bilinçaltı dünyamızı yeni ve olumlu düşüncelerle beslemeliyiz. Tekrar edilen düşünceler bilinçaltında yer eder. Olumlu düşünceleri tekrar ettiğiniz takdirde sadece kendinizi daha iyi hissetmekle kalmayıp, çevrenizi de olumlu etkilemiş olursunuz. Rahat ve mutlu bir birey olarak sizin olumlu tutumlarınız diğer insanlara yansır ve onların da size benzeri şekilde davranmalarına yardımcı olur. Davranışlar davranışları doğurur. Siz başkalarına nasıl davranırsanız, benzer tepkiler alırsınız.
Olumlu olmak açık ve yakın olmak anlamına gelir. Olumlu olmak, bilinçli bir şekilde güzel tarafı görmeyi seçmek demektir. Bu, dünyayı hiç de gerçekçi olmayan tozpembe bir gözlükle görmek anlamına gelmez. Yine olumlu olmak, kendinizi ve başkalarını sevmek, etrafınızdaki kişilere ilgi duymaktır.
Olumlu kişi daha az kaygılı olan, buna karşılık hayattan daha çok zevk alan kişidir. O kendine mutsuzluk yerine mutluluğu seçmiştir. Başarısızlık yerine başarıyı seçmiştir.
Olumlu düşünceleri oluşturmak için gerekli olan temel kuralları şöyle sıralayabiliriz:
A)Olumsuz İfadeleri Olumlu İfadelerle Değiştirin.
Örneğin: “Sınavda heyecanlanmayacağım” demeyin, onun yerine “Sakin ve rahatım” deyin. Başka bir deyişle istemediğinizi değil, istediğinizi düşünün.
Eğer kendinizi olumsuz düşüncelerin içinde bulursanız bu düşünceleri durdurun ve onları olumlu düşüncelerle değiştirin. Aşağıdaki örnekler, klasik olumsuz düşünceleri ve onları yeniden düşünerek olumluya dönüştürme yollarını yansıtmaktadır.

İSTEMEDİĞİNİZİ DEĞİL İSTEDİĞİNİZİ DÜŞÜNÜN
· Kendinizi güçlü hissedin.
Olumsuz: ‘Bu akşamki davete gitmemeyi tercih ederim. Yeni tanışacağım insanlara ne söyleyeceğimi bilemiyorum.”
Olumlu: “Bu akşamki davete katılmayı ve ilginç insanlarla tanışmayı merakla bekliyorum, insanları seviyorum ve iyi bir dinleyiciyim, insanlar benimle konuşurken keyif duyuyor.”
· Mağdur olmamaya çalışın.
Olumsuz: “Müdürüm maaşımın artması hususunda herhangi bir şey söylemediği için tedirginim.”
Olumlu: “Maaş artışını hak ediyorum. Müdürümün düşünebilmesi için ona yeterli süre tanıdım. Bu nedenle bugün rahat bir şekilde gidip kararını sorabilirim.”
· Kendinize özen gösterin.
Olumsuz: “Hayat hiç yüzüme gülmüyor. Bugüne kadar hiç iyi bir şey olmadı.”
Olumlu: “Bugün hayatımın geri kalan kısmının ilk günü. Bugün her şey farklı. Kendimi ödüllendirmeye karar verdim(Yürüyüş yapmak, sinemaya gitmek, kendime yemek ısmarlamak gibi.) Ben bunları hak ediyorum.”
· Benlik imajınızı güçlü tutun.
Olumsuz: “Gelecek hafta vereceğim seminerden korkuyorum. Herkes beni seyredecek. Şaşırmaktan korkuyorum.”
Olumlu: “Seminere çok iyi hazırlandım. Ne söyleyeceğimi biliyorum. Bilgimi başkalarıyla paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Başkaları benim söylediklerimle ilgileniyorlar.”
B)Şimdiki Zamanı Kullanın
Mümkünse gelecek zaman kullanmaktan kaçının. “Başkalarıyla konuşurken soğukkanlı olacağım,” yerine “Başkalarıyla konuşurken soğukkanlıyım.” İfadesini kullanın. Bilinçaltı dünyanız bilgileri harfi harfine alır. Bu yüzden gelecekte olacak bir konu hakkında konuşursanız, bilinçaltınız geleceği bekleyecektir. Ama sizin gelecekten çok, şu anda kendinizi güvenli hissetmeye ihtiyacınız vardır.
C)Yeni Olumlu Düşüncelerinizi Tekrar Tekrar Kullanın
Kullanmadığınız sürece eski olumsuz düşüncelerinizin giderek ortadan kalktığını, bunun yerine yeni, yapıcı düşüncelerin geldiğini göreceksiniz.
BUGÜNDEN BAŞLAYIN
- Güzel bir güne başlıyorum. Kendi kendime yeten, becerikli ve yeni fikirlere açık bir insanım. Ayrıca görevlerimi başarıyla yapmaktayım.
- Kendimi ve diğer insanları seviyorum. Başkalarıyla iyi çalışıyorum. Yapıcıyım ve yardımlaşmayı seviyorum. Başkalarıyla işbirliği içinde olmayı bir kolaylık olarak görüyorum.
- Anlaşılması kolay bir insanım. Sorunlara sakin ve rahat bir şekilde yaklaşıyorum.
- Bugün beni çevreleyen tüm dünya ile uyum içindeyim. Amaçlarımı net bir şekilde görmekteyim. Onlara kolaylıkla ulaşabileceğimden eminim.
- Bugün bana güzel sürprizler sunacak harika bir gün. Şanslı bir insanım.
Bu tür olumlu düşüncelerinizi bir kâğıda yazıp, zaman zaman onları hissederek okuyabilirsiniz. Zaman içinde bu düşünceler, bilinçaltı dünyanıza yerleşecektir. Yeni olumlu imajınıza başkalarını inandırmadan önce kendiniz inanın Bunun için,
• Aynanın önünde durup zafer gülümsemesinde bulunun.
• Kendinize bugünden başlayarak her şeyin daha iyiye doğru değişeceğini söyleyin.
• Yeni bir başlangıç yaptığınızı kendi kendinize söyleyin. Şu andan itibaren kendi kendinize, olumlu düşünmeye karar verdiğinizi ve kendiniz hakkında iyi düşünmeyi seçtiğinizi söyleyin.
Olumsuz Düşüncenin Etkileri:
Böylesine sistemli bir çaba gerektiren olumlu düşünceye karşın, kapılması oldukça kolay olan olumsuz düşünce, birey üzerinde son derece kötü etkiler yapar.
Olumsuz düşünce bireyi bloke eder. Konu ne olursa olsun, üzerinde düşünerek yeniden düzenleme fırsatını engeller. Böylelikle konu bireyden yana olmaktan çok, bireye karsı gelişir.
ÖRNEK:
Durum: “Sınavdan başarısız bir sonuç aldım.”
Negatif Yorum: “Ben kötü bir öğrenciyim. Hep kaybediyorum.”
Negatif Sonuç: Bunalım, ümitsizlik. Kendini cezalandırma, eleştirme ve daha az ders çalışma.
Pozitif Yorum: “Nasıl daha yüksek not alacağımı biliyorum. Belki derslerime düzenli devam edersem bir daha ki sınavda başarılı olurum. Kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü yapabileceğimin en iyisini yaptım.”
Pozitif Sonuç: “Yeniden denemek istiyorum, çok çaba gösterip, gereken konuları öğreneceğim.”
Gözlemler, sağlık sorunları olan çocukların, anne ve babaları ümitli ve olumlu bir tutum geliştirdikleri takdirde, bu iyimserliğin çocuklara da yansıdığını ortaya koymakta, bu çocukların kaygı içindeyken bile güçlü ve umutlu konuşabildiklerini göstermektedir. Buna karşılık, olumsuz düşünen çocukların negatif tutum sergileyen ebeveyne sahip olduktan gözlenmektedir. Çaresiz ebeveyn, çocukta çaresizlik duygularının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak; anne-babanın olumlu düşünmesi çocuğu da doğrudan etkileyeceğinden, çocukları zihinlerini olumlu olanaklarla açmak onların mutlu ve başarılı olmalarını sağlayan önemli bir etken olacaktır.
Kaynak: Şimşek Ramazan, Dikkat Dağınıklığı Önleme ve Beyni Etkili Kullanma Kılavuzu, İmleç Kitap (Hermes Yayınları), 2. Baskı, 2010, İstanbul.
Motivasyon
Ubuntu Felsefesi Nedir?
Günlerden bir gün, Afrika’da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir.
Oyun basittir.
Çocukları belirli bir yerde yan yana sıraya dizer ve açıklar.
‘Herkes karşıdaki ağaca kadar tüm gücüyle koşacak ve ağaca ilk ulaşan birinciliği kapacak.
Ödülü ise yine o ağacın altındaki güzel meyveleri yemek olacak.’
Çocuklar oyuna hazır olunca, antropolog oyunu başlatır.

İşte o anda bütün çocuklar el ele tutuşur ve beraberce koşarlar.
Hedef gösterilen ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber yere oturarak ödül olan meyveleri beklemeye başlarlar.
Antropolog şaşırır ve çocuklara neden böyle yaptıklarını sorar.
Aldığı cevap hayli manidardır;
“Biz “UBUNTU” yaptık:
Yarışsaydık, aramızdan sadece bir kişi yarışı kazanacak ve birinci olacaktı.
Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir?
Oysa biz ” UBUNTU yaparak hepimiz yedik.
” UBUNTU; bizim dilimizde “BEN, BİZ OLDUĞUMUZ ZAMAN BEN’İM” demek.
” UBUNTU; ” Tüm Benliğimi BİZ Olabilmemize Borçluyum” demek.
İşte BEN yerine BİZ diyebilmenin ne güzel örneğidir, “UBUNTU”
-
Sağlık2 sene ago
Neden Sessizliğe İhtiyaç Duyarız?
-
Motivasyon2 sene ago
Olumlu Düşünmenin Başarı Üzerindeki Etkisi
-
İyi Hisset2 sene ago
Zehirli Düşünceleri Dönüştürmenin 8 Yolu
-
İyi Hisset2 sene ago
Bardağın Dolu Tarafından Bakmak
-
İyi Hisset2 sene ago
Mutlu ve başarılı insanların reddettiği şeyler
-
Mindfulness2 sene ago
Harvard’lı psikolog açıkladı: Harika bir ilk izlenim uyandırmanın 10 yolu
-
Motivasyon2 sene ago
Eric Thomas’ın Denemekten Yorulanlara Aradığı İlhamı Verecek Konuşması
-
Motivasyon2 sene ago
Bakışımızı Değiştirerek Nasıl Akışı Değiştiririz?